11 Haziran 2016 Cumartesi

Karne Heyecanı

Yine koskoca bir eğitim yılı geride kalırken çocuklarımızda da tatilinin değeri ölçülemez sevinci başladı.Hem tatilinin habercisi, hem de koskoca bir eğitim sezonunun değerlendirmesi niteliğinde olan karne her çocuk için farklı bir anlam taşır; ve mutlaka her çocuk için heyecanlandırıcıdır.
Karneyi sevinçle bekleyen çocukları
tanımlamak oldukça kolay, elinden geleni en iyi şekilde yapan, aldığı notları hak ettiğine güvenen ve bu başarısının ailesi tarafından ödüllendirileceğine inanan çocuklar tatilinin habercisi olan karneyi sevinçle bekler ve karne heyecanını olumlu bir şekilde yaşar.
Karneyi olumsuz algılayanların durumu ise daha karmaşık ve daha çeşitlidir.
• Çocuk aldığı notlardan memnun değilse suçluluk duygusu ile birlikte yetersizlik hissine kapılır.
• Elinden geleni yaptığı halde ailesi tarafından başarısının yetersiz karşılanacağını endişesini taşırsa karneyi ailesine nasıl sunacağının tedirginliğini yaşar.
• Beklediğinden daha düşük değerlendirme ile karşılaşan çocuklar haksızlığa uğradıklarını düşündükleri için hayal kırıklığı yaşarlar.
• Karnesindeki notları iyi olmasına rağmen kardeşinden veya karşılaştırılacağı kuzen, komşu çocuklarından düşükse bu adaletsiz mukayesenin altından nasıl kalkacağının stresini yaşar.



Anne babalar genellikle eve gelen güzel bir karneyi adeta kendi başarıları gibi addeder ve kendileri ile gurur duyar, çocuklarının yaşadıkları sevince ortak olurlar. "Tüm yıl boyunca yeterli desteği sağladım, ona çalışabileceği uygun ortamlar hazırlayıp sundum." düşüncesi ile kendilerine pay çıkarırlar. Fakat ne yazık ki aynı hassasiyeti ve sorumluluk duygusunu karne başarısı düşük olduğu zaman gösteremezler, kabahati tamamen çocuğa yükleyip çocuğun duyduğu üzüntüyü ve gerginliği tek başına göğüslemesini isterler. Çoğu zaman anne babalar kötü bir karne ile karşılaştıklarında "Tüm yıl boyunca gerekli desteği sağlayamadım, ona çalışabileceği uygun ortamları sunamadım" diye düşünmektense "Yeteri kadar çalışmadın, verdiğimiz emeklerin karşılığını gösteremedin" şeklinde sitemkar ve suçluluk yükleyici yaklaşımlarda bulunurlar.
Halbuki okul aile işbirliği içerisinde olan anne babalar için eve gelen karne ne olursa olsun sürpriz değildir. İlgili ebeveynler çocuklarının hangi derslerde zorlandıklarını bu durumun nasıl takviye edilmesi gerektiği hakkındaki bilgileri öğretmenlerinden yıl içinde alırlar.Burada olgun bir anne babanın doğru tepkisi gelen karne kötü olduğunda dahi gereken sorumluluğu üstlenmektir ve nerede hata yapıldığını, bundan sonra ne gibi önlemler alabileceklerini düşünüp mantıklı, çocuğa uygun stratejiler geliştirmektir.Dönem dönem çocukların okul başarılarında iniş çıkışlarla karşılaşılabilir. Özellikle ön ergenlik ve ergenlik dönemlerinde çocukların ilgileri daha çok kendilerini tanımaya, tanıtmaya ve toplum içerisinde bir yer edinmeye yöneldiği için bu dönemlerde geçici başarısızlıklarla karşılaşmak oldukça doğal bir görüntüdür.
Ne yazık ki bu tablo aileler tarafından normal karşılanmadığı için her yıl karne döneminde gencecik evlatlarımızın intihara teşebbüs ettiklerini veya intihar ettiklerini gazetelerde okuyup televizyonlarda izliyoruz.
Oysa ki, herhangi bir anne babaya sahip oldukları en değerli varlık sorulduğunda herkesin vereceği cevap aynıdır: Çocuklar… hayatta hiçbir şey kişi için evladının sağlığından ve mutluluğundan daha büyük bir anlam taşımazken çocuklardaki bu tip davranışlara sebep olan kişiler de aslında bu durumu hiç de arzu etmeyen anne babalarıdır. Eğer bizler için gerçekten en önemli şey çocuklarımızın mutluluğu ve sağlığı ise bunu onlara gösterip hissettirelim.
Özellikle karnesi karne başarısı düşük olan çocukların buna daha fazla ihtiyacı vardır. Objektif olarak çocuklarımızın zihinsel kapasitelerinin farkında olabilirsek onlardan beklediğimiz başarı da daha gerçekçi olacaktır.
Ayrıca unutulmaması gereken önemli bir nokta da yaşadığı hayattan tatmin olan ve başarılı olarak değerlendirilen insanların tümü çocukluk döneminde bulundukları sınıfın en parlak öğrencileri olmak zorunda değildir.
Kötü bir karne ile karşılaşıldığında çocuğun gerginliğini arttıracak tutumlar sergilemekten kaçınılmalıdır, fakat durumu hiç umursamıyormuş gibi rol yapmak da istenmeyen başka sorunlara neden olabilir. Çocuğa verilen mesaj gelen karne ile çocuğa duyulan sevgi arasında hiçbir ilişki olmadığı yönünde olmalı aynı zamanda durumunu iyileştirmek için gereken değişiklikleri yapmasını motive etmelidir.
Aile çok değerli ödüllerle çocuğa karne sevincini yaşatmaya çalışırsa bu durum da karnenin aile için çok değer taşıdığını gösterir. Her türlü olumlu davranışın pekişmesi için ödüllerden yararlanılması bu davranışı pekiştirir, fakat okul başarısını idame ettirmek için çocuğun amacı ailenin sunduğu ödüllerden ziyade iyi bir meslek sahibi olmak, kendini geliştirmek olduğunda çalışmaya duyulan istek daha güçlü olacaktır.
Eve gelen karneler bu bahsedilen sınırlar içerisinde değerlendirildiğinde çocukların kişilikleri ezilmeden çocuklar başarıya yönlenebilirler.Tatiller çocuklarımızla birlikte kaliteli zaman geçirebileceğimiz uygun dönemlerdir. Bu dönemin hem ebeveyn hem de çocuklar için faydalı geçirilmesi oldukça önemlidir. Okul başarısı ne olursa olsun her çocuğun bu tatilde dinlenmeye oyun oynamaya ve istediği aktiviteleri belli sınırlar içerisinde yapmaya hakkı vardır.
Tatilini iyi değerlendiren çocuklar yeni eğitim sezonuna daha büyük istek ve motivasyonla başlarlar.
Karneyi elinize aldığınızda empati kurabilmeniz dileğiyle (bu karne benim karnem olsaydı)…
TUBA SÖKMEN - Uzman Gelişim Psikologu